Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

BU SİTEYE

14 Şubat 2012 Salı

Sadece Türkler'e has ölümler

Mideye kaçan sineği öldürmek için ağza sheltox sıkmak suretiyle ölüm (İstanbul/Sultanbeyli) 

Bir arabaya 11 kişi binip viyadüğe uçmak (Molla Gürani Viyadüğü/İstanbul)

Balkona 50 kişi çıkılması sonucu balkonun çökmesiyle oluşan toplu ölüm. (Dudullu'da bir Köy nişan töreninde).


  Ormanda zehirli mantarları ailece yiyerek,"anaa ne guzel!" deyip akşama evde ölü bulunan aile (Datça'da).

 Yatağındaki tahtakurusu veya bilimum haşeratı öldürmek için yatağı ilaçladıktan biraz sonra uykuya dalarak vefat etmek (Bodrum/Yalıkavak Köyü).

Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı ayağını silkeleyerek çıkarmaya çalışan kişinin, elektrik çarptığını sanan yardımsever bir laz tarafından kafasına kürek, kalas vb. vurularak ölmesi. (Rize/Ardeşen Kasabasi/Tunca Köyü'nde).

Yolda mutlu, mesut yürürken kafaya balkon düşmesi (Gene Dudullu'da)

Trafik kazasından yaralı olarak kurtarılıp, hastaneye kaldırılırken ambulansın kaza yapması sonucu ölüm. (Ülkemizin bir çok şehrinde)

 Alkollü durumda TEM otoyolunda seyreden bir araçtaki beş kişinin; süper fm'de çalmaya başlayan oynak bir şarkı sonrası aracı sağa çekmesi ve otoyolda göbek atmaya başlaması üzerine 5 kişiden 3'ünün ayrı ayrı araçların çarpması sonucu ölümü (Adapazarı/Hendek).

10 Şubat 2012 Cuma

..................İKİ ŞEY .......................

    İKİ ŞEY İNSANI ÖLDÜRÜRMÜŞ. SEVMEDİĞİ İNSANIN SİLAHINDAN ÇIKAN MERMİ. SEVDİĞİ İNSANDAN GELMEYEN İLGİ   
    İKİ ŞEY KALİTESİZ İNSANIN ÖZELLİĞİDİR. ŞİKÂYETÇİLİK. DEDİKODU.
    İKİ ŞEY ÇÖZÜMSÜZ GÖRÜNEN PROBLEMLERİ ÇÖZER. BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMEK. KARŞIDAKİNİN YERİNE KENDİNİ KOYMAK.
    İKİ ŞEY YANLIŞ YAPMANI ENGELLER. ŞAHIS VE OLAYLARI AKIL VE KALP SÜZGECİNDEN GEÇİRMEK. HAK YEMEMEK.
    İKİ ŞEY KİŞİYİ GÖZDEN DÜŞÜRÜR. DEMOGAJİ (LAF KALABALIKLIĞI) KENDİNİ AĞIRA SATMAK (ÖVMEK)
    İKİ ŞEY İNSANI NİTELİKLİ İNSAN YAPAR. İRADEYE HÂKİM OLMAK. UYUMLU OLMAK.
    İKİ ŞEY İNSANA EXTRA DEĞER KATAR. HİTABET VE DİKSİYON EĞİTİMİ ALMAK. ANLAYARAK HIZLI OKUMAYI ÖĞRENMEK.
    İKİ ŞEY İNSANI GERİ BIRAKIR. KARARSIZLIK. CESARETSİZLİK.
    İKİ ŞEY ÖMÜR BOYU BOŞA KÜREK ÇEKMENİ ENGELLER. YETENEKLERİNİ KEŞFETMEK. SEVDİĞİN İŞLERİ YAPMAK.
    İKİ ŞEY BAŞARININ SIRRIDIR. USTALARDAN USTALIK ÖĞRENMEK. KENDİNİ GÜNCELLEMEK.
    İKİ ŞEY BAŞARIYI MUTLULUKLA BERABERE YAKALAMANIN SIRRIDIR. NİYETİN SAF OLMASI. RUHSAL FARKINDALIK.
    İKİ ŞEY SENİ İNSANLARDAN AYIRIR. SORUNUN DEĞİL ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI OLMAK. HAYATI YENİ  (ÖZGÜN ORJİNAL)  BAKIŞ AÇISIYLA YAŞAYABİLMEK.
    İKİ ŞEY GELİŞMEYİ ENGELLER. AŞIRILIK. (MÜBALAĞA-ABARTI)FELAKETE ODAKLANMIŞ OLMAK.
    İKİ ŞEY ÇÖZÜM GETİRİR. TEBESSÜM. (GÜLÜMSEME) SÜKÛT. ( SUSMAK )
    İKİ ŞEY’İN DEĞERİ KAYBEDİLİNCE ANLAŞILIR. ANNE. BABA.
    İKİ ŞEY GERİ ALINMAZ. GEÇEN ZAMAN. SÖYLENEN SÖZ.
    İKİ ŞEY GERÇEK SON’DUR. CENNET. CEHENNEM.
    İKİ ŞEY ULAŞILMAYA DEĞERDİR. SEVGİ. BİLGİ.
    İKİ ŞEY ÖZGÜRLÜKTÜR. VATAN. BAYRAK.
    İKİ ŞEY İÇTENLİKLE BENDEN SİZEDİR.
S A Y G I L A R  ve  S E V G İ L E R.

İLGİNÇ BİLGİLER

» 18 Şubat 1979 yılında sahra çölüne kar yağmıştı.
» ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
» Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
» Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
» Amerika'da her saat 40 kişi kanserden hayatini kaybediyor.
» Amerika'da satışa sunulan ilk cd, Bruce springsteen`in "Born in Theusa" albümüdür.
» Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.
» Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.
» Atların insanlardan 18 tane fazla kemiği vardır.
» Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
» Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
» Başkan John F. Kenndy, yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
» Baykuş mavi rengi görebilen tek kustur
» Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
» Bir Big Mac hamburgerin ekmeğinde ortalama 178 adet susam bulunuyor.
» Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
» Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
» Bir Erkek Hayatının Ortalama 3350 Saatini Tıraş Olmak İçin Harcar.
» Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yaşayabiliyor.
» Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.
» Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir.
» Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir kopeğinki kadar gelişmiştir.
» Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
» Bir kromozom bir genden daha büyüktür.
» Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
» Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.
» Birinin yüzünü hatırlamak için beynin sağ tarafı kullanılır.
» Buckingham sarayında 602 oda bulunuyor.
» Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek taşı 1.36 kg
» Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya'nın İshigaki Adası'nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
» Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika'dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
» Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
» Central park`ta yüzmek yasalara aykırıdır.
» Çocuklar baharda daha fazla buyuyor.
» Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
» Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
» Döllenmeden sonra çocuğun boyu 5 milyon kat buyur...
» Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
» Dünyada insan başına düşen karınca sayısı bir milyondur.
» Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
» Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında

9 Şubat 2012 Perşembe

ANNE'MİN KÖFTESİ YALANI

(yiyin..yiyin.. Afiyet olsun..)
(Anlaşılan GDO'dan önce başka bir sürü sorunumuz var.) 
Değerli dostlar, 
Ben inşaat mühendisi olmakla birlikte yaklaşık 18
yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş
adamları Derneği başkan yardımcısı, Ankara Sanayi
Odası gıda komite üyesiyim. 
Bu sürede öğrendiklerimi yazmaya sayfalar yetmez.
Ancak birkaç bilgi aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Minimum M2 maksimum verim, olay tamamen budur. 

"Soya Kıyması" adıyla satılan ürün yağı alınmış soya küspesidir. 
25 Kg torbalarda kg fiyatı 1,5 TL civarındadır.
Kullanırken ılık suyla ıslatılır 1 kg soya kıyması  3 kg su emer.
Yani kullanım fiyatı kg da 50 krş tan aşağı olur.
Gerçek etin 20 TL/kg olduğu yerde tabii ki bunu önce sermaye kullanır. 
Maret, Pınar vs gibi hazır tıp annemin köftesi gibi
köftelerin tamamı soya katkılıdır.
Şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs.
gibi farklı isimlerle ambalaj üzerinde yazılmaktadır.
Yani et diye soya küspesi satıp, annemin köftesi gibi
aynen diye reklam yapıyorlar. 
BİTMEDİ: Bu soya zımbırtısı granül veya toz halinde,
beyaz, açık kahve, koyu kahve, kırmızı, yeşil renkleri vardır.
Tadı nötre yakındır.
Cevizle karışıp baklavaya, kıymayla karışıp
köfteye, unla karışıp ekmeğe,  keke vs.ye giriyor.
- Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor şimdi,
normal kuşbaşı etten ucuz.
Bir özel kimyasal karışım suyla ete emdiriliyor. % 20
su basılıyor ete,böylece fiyatı ucuzluyor.
Ancak bu tuzlar sizin kalp, şeker, tansiyon vs,
rejimlerinize zarar verir mi bilmiyorsunuz.
Yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden
yiyorsunuz.
Yemek şirketinizin et giriş faturalarında "mix
kıyma" ve " marine kuşbaşı " var mı, bir kontrol edin bakalım.
- PEYNİR ALTI SUYU TOZU: Adı üstünde, peynir
üretiminde kalan su sıcak plakalara püskürtülüyor, buharlaşma sonucu elde edilen toz işte. Nerede kullanılıyor?
Peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz. 
Tüm bisküvit ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesi.
Kg fiyatı 50 krş gibi bişeydi. Yediğiniz bisküvit,
kek, kraker vs paketlerin üzerini bir okuyun bakalım
içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var.
Bir top keki toptancısı 15 krş a satıyor. Anam-babam
usulü un, yumurta ve yağ ile yapsanız 30 krş malzeme maliyeti var, ambalaj,üretici karı, nakliye ve toptancı karı vs eklenince nasıl o fiyata satılabiliyor?
Çünkü kek değil kek benzeri kimyasal bir şey alıp
yiyoruz. Paketin üzerini okuyun anlarsınız.
- Bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü
verilerek tatlılara konuyor. 
- Pul biberin, karabiberin, kimyonun vs, kilosu 5 TL
ye satılan sucuklarda gerçek baharat mı var sanki.
Bazılarında zaten sucuk benzeri ürün yazıyor.
- Bir danadan 25-30 kg sinir çıkıyor.
- 40 derecede dondurup öğütüyor sinir unu
yapıyor sosise basıyorlar.
Şarküteri ürünlerine dikkatli bakın. %100 dana diyor,
dana eti demiyor, anlayın işte. 
- Tavukların boyun, taşlık, kanat ucu vs gibi
ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek
"mekanik kıyma " isimli bişi yapılıyor.
Tüm tavuk sucuk ve salamlarında bu var, siz tavukların
göğüs etlerinin kıyma yapıldığını sanıyorsanız
fena yanıldınız.
Bütün bu işler T.C.Tarım ve köy İşleri Bakanlığı
izni ile yapılıyor.
Tamamen ve her yönüyle gıda terörünün cenneti olan
yurdumuzda izinle bunlar yapılırken siz varın kaçak yapılanları düşünün, 
Bütün ekmeğe tavuk döner 2 TL, yarısı işkembe,
ööööffffffffffff, sıkıldım gene,
GDO ne ki o daha yeni fark edildi, devede kulak bile  değil.
Bunlar işin yemek faslı, daha gıda ambalajları var,koruyucular var vs.
Bu aymazlığa dur demek için birşeyler yapmalı...
Bu bilgiyi arkadaşlarınıza göndermeyi unutmayın.

5 Şubat 2012 Pazar

ÇOBAN VE ELMA AĞACI

Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak:

"Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık".

Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan Kur'an'ı Kerimi okumaya koyulurdu.

Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacının kökleri, belki de bu sularla kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye başlamıştı. Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından şöyle bir uzandı mı en güzel elmayı şıp diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde beli bükülüp boyu kısalmış, ağacınkiyse bir çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti. Ama boyu ne olursa olsun, ağaç yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlat sevgisiyle okşarken :

"Ver yavrum, derdi, gönder bakalım bu günkü kısmetimi."
Ve bir elma düşerdi hiç nazlanmadan, yıllar boyu hiçbir gün aksamadan.

Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine anlatıp yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi.

Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün, yine elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen nedense birşey düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini. Beklediği şey bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran beyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini. Yavrusu, meyve verdiği günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli her zamankinden fazla bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde, aşağıdaki caminin her zamankinde daha nurlu minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi birden. Yeniden doğmuştu sanki çoban. Birşey hatırlamıştı.

Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken :

"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak.

"Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden söylemedin, bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu ?"